Niğde-Nevşehir Projesi
Bir masal anlatmak isterim. Dinler misiniz?

Evvel zaman içinde gökkuşağının tüm renklerine ve güzelliğine sahip bir otobüs varmış. Gönlü güzel insanlar bu otobüsü neşeleriyle, enerjileriyle, sevgileriyle dolduruyorlarmış. Kimi zaman Ahmet, Mehmet; kimi zaman Ayşe, Fatma oluyormuş otobüstekilerin ismi. Ama hepsinin amacı birmiş; “umudu taşımak”. Gittikleri her diyara umudun tohumlarını ekiyorlarmış. Uzak diyarları yakın eylemeyi, imkânsızı mümkün kılmayı çok iyi biliyorlar; gönülden gönüle konuşmayı, yüreklere dokunmayı çok seviyorlarmış. Günler, aylar, yıllar hep böyle geçmiş. Onlar ererken muradına, ekilen tohumlardan biri büyümüş büyümüş, meyve vermiş ve otobüsün içine düşmüş. Gerçek kıldığımız masalımızı anlatmanın zamanı da gelmiş. Vakit, 87. ve 88. projemiz için yollara düşme vaktiydi. Bu seferki istikamet Niğde ve Nevşehir’in güzel ve yalnız köyleriydi. Aynı otobüs, yeni yüzler ve aynı amaç; “hayalin peşinde koşmak, hayal kurmayı sevdirmek”. İlk durağımız Nevşehir’di. Bir ay boyunca hasretle beklenen kavuşmayı gerçekleştirip elleri küçük, yürekleri kocaman kardeşlerimizle her zamanki gibi sevgi çemberimizi kurduk. Sonrasında kardeşlerimizin güzel sesleri bozkırı renklendirdi. “Etkinlikler, sunumlar, oyunlar” güzel olan şeylerde zaman neden daha hızlı akar? Veli sunumunda “Bizi nasıl birileri bekliyordunuz?” sorusunu sorduğumda tahmin ettiğim gibi “Sosyetik, kopuk, havalı gençler olarak bekliyorduk.” cevabını aldım. Yolda olmanın, yolda olurken gittiğin bölgenin özelliklerini bilmenin ve ona uygun davranmanın bir kez daha önemini anladık. “Üniversiteli gençler ve köydekiler” hiç bir zaman bu ayrımda olmadık, her zaman birdik ve bizdik. Köye adım attığımız an ön yargıları yıkabilmekti önemli ve güzel olan. Uzun bir aradan sonra “Müzikli Oyunlar” etkinliğine girerek çocuklarla hem eğlendik, hem öğrendik. Birçok güzel çocuk şarkısını eğlenerek söyledik. Ali Babanın çiftliğinde inekleri, koyunları, tavukları olduğunu bilenler, keşke bu güzel köylerde de güzel insanların, umudun, vefanın, hoşgörünün olduğunu bilseler. Oyunlarla, halaylarla bir projeyi daha tamamlıyor, cihana hoş bir seda bırakarak yönümüzü Niğde’ye çeviriyorduk. Meteorolojiye göre hava soğuk hatta eksi derecelerde olacaktı, meteoroloji gökyüzüne bakarak bu tahminleri söyleye dursun, biz gönlümüzün, sevgimizin sıcaklığıyla köyleri ısıtmaya devam ediyoruz. Hava apaçık ve güneş tüm güzelliğiyle gökyüzündeydi. Bugüne kadarki en yüksek veli katılımı vardı Niğde projemizde. Veli sunumunda bu kez bir velimiz “Burası tarım bölgesi, siz ekmeyi dikmeyi anlatırsınız diye düşündük.” dedi. Haklıydı umudun tohumlarını ekiyor, sevgi fidanlarını dikiyorduk yıllardır. Yine zaman hızlı geçmiş, bir köye daha umut olmanın, bir yüzde daha gülümseme olmanın verdiği mutlulukla dönüş yoluna koyulmuştuk. Çocukların hayal kurmalarını, kurdukları hayale inanmalarını ve inandıkları bu hayal için çabalamalarını istiyoruz. Velilerin ve öğretmenlerin bu hayalleri desteklemelerini istiyoruz. Bu hayallerini gerçekleştiren çocuklarında, bir gün bizler gibi o otobüse binip yeni köylere, yeni çocuklara ve yine hayaller kurdurmak için yollara düşmelerini istiyoruz. 6 yıl sonra bu hayalimiz gerçekleşti. Geçen hafta bir sunumumda “Nerelisin?” sorusu üzerine bizleri ve o günü hatırlayan Recep bizimle birlikte projedeydi. 6 yıl önce hayal kurmasını istediğimiz Recep şimdi hukuk 2. Sınıf öğrencisi. Çocuklara hayal kurdurmak için hayalini gerçekleştirmiş biri olarak bizle birlikte yollara düştü. Elini tuttuğumuz, gözlerine bakıp okuyup beni geçmelisin dediğimiz Recep, çocukların gözlerine bakarak okumalısınız dedi. Tavuk-civciv oyununda arkamızdaki civcivimiz olan Recep 2 gün boyunca kendi civcivlerini topladı. Recep o elini tuttuğumuz günü hiç unutmadı ve inanıyoruz ki 88 projedir elini tuttuğumuz, yüreğine dokunmaya çalıştığımız çocuklarda bize verdikleri sözleri unutmadı. Bir gün o gökkuşağının tüm renklerine ve güzelliğine sahip otobüsümüz o çocuklarla dolacak. Bir gün hava kapalıda olsa, uzakta olsa; sevgiyle ısınacak ve sevgiye yakın olacak köyler. Ne mutlu hayal kuranlara, ne mutlu hayallerine inananlara, ne mutlu bizle birlikte yola düşenlere. 6 yıl önce verdiğin sözü tuttuğun için teşekkürler Recep. 2010’dan bu yana otobüsümüzün koltuklarında, çocukların gönüllerinde yer edinmiş olan tüm gönüllülerimize, bize köylerini ve yüreklerini açan velilere, öğretmenlere ve çocuklara sonsuz teşekkürler. Biz uzak, yakın demeden yolda olmaya, otobüsümüz tekerleklerini umuda doğru çevirmeye devam edecek. Umudun bir parçası olmak isterseniz otobüsümüze, köylerimize, çocukların yüreklerinde yer edinmeye bekleriz. Recepler otobüsümüzü doldurana kadar; daha dokunulacak çok yürek, gözlerine bakacağımız çok çocuk, daha gidecek çok yolumuz var.